BİR ADAM YARATMAK: ”VEREYİM, GÖKLER, YILDIZLAR, GÖKTEKİ SAMANYOLU, AY, DÜNYA VEREYİM. FAKAT AKLIM BANA KALSIN!”

Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Bir Adam Yaratmak adlı tiyatro oyunu, Necip Fazıl Kısakürek’in kaleme aldığı eser, 18 Mayıs 2022 Çarşamba saat 20.00 seyircileriyle buluştu. Oyun, 2 Perde 1 saat 40 dakika sürdü.

Bir Adam Yaratmak adı altında tiyatro yazan Hüsrev’in acıklı hikayesi seyircilerle birlikteydi. Hüsrev küçük yaştayken babası kendini bahçelerinde duran incir ağacına asarak öldürür. Babasının kendisini neden öldürdüğünü anlamaya çalışan Hüsrev, yaşam ve ölüm arasında debelenip durur. Tiyatro eserinde kaleme aldığı hayatta kendisiyle tek ortak nokta olarak kahramanın babasının incir ağacına asılarak öldüğü yazılıdır. Ve daha sonra kahraman yanlışlıkla silahla annesini vurur. Bunu tartışmak için arkadaşlarıyla evinde toplanan Hüsrev celallenir ve Ruhsal bozukluklarla ilgilenen doktor arkadaşı Nevzat’ın silahını alarak olayı canlandırmak ister. Ancak silah birden patlar ve orada bulunanlardan Selma (Hüsrev’in yanında büyüyen kişi) vurulur. Daha sonra Hüsrev yaşamak ve ölmek arasındaki gelgitlerini daha fazla yaşamaya ve diğer insanlar arasında daha fazla delirmeye başlar. En yakın arkadaşı Mansur yanında durmaya çalışır lakin Hüsrev’i kimse anlayamaz. Arkadaşlarım dediği çıkarcı kişiler tarafından hastaneye yatırılmaya çalışılır, deli olduğu iddia edilir. Hüsrev’in konuşmaları, haykırışları, yaşam amacını arayışı, sahnenin fon müzik eşliğinde Hüsrev’in acıklı sözlerine eşlik edişi büyük bir ambiyans içerisinde seyirciye sunulur. Son sahnede deliler hastanesine yatırılmayı kabul eden Hüsrev’in konuşmasını sizlere sunuyorum:

HÜSREV: Allah’ım, ben yok olamam! Her şey olurum yok olamam. Parça parça doğranabilirim. Nokta nokta lekelere dönebilirim. Tütün gibi kurutulabilir, ince ince kıyılır, bir çubuğa doldurulur, içilir, havaya savrulabilirim. Fakat yok olamam. Mademki bu kadar korkuyorum, yok olamam. Eczane camekânlarında, ispirto dolu bir kavanoz içinde, düşürülmüş bir çocuk ölüsü gibi, yumruk kadar bir et parçasına inebilir, bir şişeye hapsedilebilirim. Fakat şişenin camından yine dışarıyı seyreder, önümden geçenleri görür, kendimi bilir ve duyar, kendimi ve Allahım’ı düşünebilirim. Razı değilim Allah’ım! Yok olmaya, kalmamaya, gelmemiş olmaya, mevcut olmamaya razı değilim. (Sükût, müzik.) Bu dünyada bırakmayacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. (Eliyle göğsüne çarpar.) Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. Fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düşüneyim. Razıyım bir nokta olayım. Fakat o noktaya bütün kâinat, bütün mevcuduyla dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. (Sükût, müzik.) Her şey benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın! (Acı acı ulur) Aklım bana kalsın! Aklım!.. “

-son sahne

https://akmistanbul.gov.tr/tr/etkinlik/bir-adam-yaratmak

18 Nisan 2022

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın